Herkese selamlar, uzun bir aradan sonra tekrar beraberiz... Mutluluk bu olsa gerek... <3 <3 <3
Bu gün bize okulda edebiyat dersinde okuduğumuz bir kitabı önereceğim...
Gabriel Garcia Marquez - Kırmızı Pazartesi
Şunu belirtmek isterim ki şu ana kadar edebiyat derslerinde okutulan en güzel kitaptır. Normalde edebi eserlerle aram pek yoktur. Milyonlarca kafiye, üstü kapalı anlamlar beni okurken fazla yoruyor. Ama bu kitaba başladığım andan beri bir edebi eser okuma isteği baş gösterdi içimde. Ön yargılarım bir anda yıkıldı. Ve edebi eserlerin aslında sanıldığı gibi hiç de sıkıcı olmadığını gördüm.
107 sayfalık kitabı bir sürü okul işlerinin arasında bir günde bitiriverdim. Eğer bunu ben yaptıysam eminim siz de yapabilirsiniz. Kitap kısa olabilir ama vermek istediği anlamlar oldukça büyük. Kitabı edebi incelemeye başladık derste. Ve şunu da eklemek istiyorum. Bir kere yetmiyor. Birden fazla kez okumak gerekiyor.
İlk okuma hikayeyi anlamak, ikinci okuma edebi yanlarını bulmak, üçüncü okumaysa... O da yazarı anlamak...
Maalesef çalışmam gereken dersler olduğundan ancak bir defa okuyabildim ama dediğim gibi okumak isteyenlere kesinlikle öneriyorum. Ayırdığınız zamana kesinlikle değecek.
KONU:
Kitabı okumuş biri olarak hiçbir zaman konu anlatmada iyi olmamışımdır. Hep spoiler veririm. :D Bir bakmışım en önemli noktalar ağzımdan bir anda kaçmış olur. Okumak isteyenler için kitabı ve hikayenin büyüleyiciliğini mahvetmek istemediğimden arka kapak yazısıyla sizi başbaşa bırakmak istiyorum.
Bir sonraki yazıların birinde de kitabın içindeki gizli öğeler hakkında yazacağım. Kendinize iyi bakın. Bol bol kitap okumanız dileğiyle...